Askerlığımı

Askerlığımı

Ben inşaattan anlamazdım,Aksaray'da tanıdık Pazarlı inşaatçı

   2.bölüm)ASKERLİĞİMİ

İstanbul,Hadimköy'de yapıyordum.

Haber Merkezi'nde katiptım.

Disiplinli çalışmalarımdan dolayı,tabur Komutanı'ndan ödüllendirlir,her hafta izne ,zipiyle götürürdü.

Bir de Baş Çavuş vardı,ona vişne likörü(pastahanede yaptığımız) götürürdüm.

Buranın hikâyesi çok uzundu.Adanalı teymen terbiyesizdi,Trabzonlu Mustafa Sarmısak'la birlikte kıskaça almıştık.

Bizi şikayet etmiş,çadır cezası vermişlerdi. Kore'de görev yapmış,General Yazıcıoğlu,bize yardım etti,çadır cezasıda  bitmişti.

Dahasıda var ya...

Bazılarını Yurtdışına göndermek için kayıt yapıyorduk.

Ne olur ne olamaz diye kendimide,pastacı olarak kayıtetmiştim.

Mekezden,Karadenizliyim diye,inşaatçı kayıt emişlerdi.

Tezkere olmuş,pastahane'de çalışıyorum,baktık Almanya'dan davetiye gelmişti.

Buradan bir yere gidemezsin diye ağa,Halil ağabeyimiz karşı çıkmıştı.

Ben inşaattan anlamazdım,Aksaray'da tanıdık Pazarlı inşaatçı ustasından(sağda) dersler aldım.

İnşaatla ilgili kitaplarda...

Gün çattı,imtihan,hem Türk ,hem de Almanlar'ın gözetemin de, yapılıyordu.

Birisi inşaat yaparken alt kattan birileri de malzeme veriyordu.

Bende öyle yaptım...

Bizi gözetleyen kalfa git işini başına,şimdi köntrolcular gelir,dedi.

Baktım,geliyorlar,yarım kalmış kolunu başına gitttim,paşladım,tak tuk çekiç vurmaya...

Heyet bana yaklaştı,çalışmalarımı izlediler,"bunu sen mi yap tın?.. Güzel olmuş" dediler.

"Ben inşaat teksiyeniyim!" .

Daha sonra,Alman konsolosluğuna geçtik.

Adaylar,dört gözle puanların akunmasını bekliyorlardı.

Baktım,M.Ali Yeniyurt 90 puan anosu geldı,kazanmıştı.

VER ELİNİ ALMANYA,MÜNİH.

Terenle Münih'e gelmiştık.

Oradan gideceğimiz yerlere taksım ettiler.

MUSTAFA ÖZÇELİK'E ULUM'DAN GELİN GETİRMİŞTİK

Ben tischler,marangoz olarak,Münih,Ulum'da yapılan Ulum istasiyonunda çalıştık.

Yanımda Trabzolu hakıiki inşaatçı ustası verdı.

Güzelde kemençe(soldan 2.) çalardı.

Ulum'da domuz ağırlarının bulumdu üst katta,rancaların üstünde yatıyorduk.

Evin  tek bir kızı vardı,adıda Maria.

Mariya benden hoşlandı,traktörü ile çiflik sürerken,benide yanınna almıştı.

Kasap dukkanlarıda vardı.

Birak şu inşaati bizde kal ve çalış, dedi.

MARİYA DA  BAYERNLİ GÜZELLERDEN Dİ

Bizi getiren firma birtakım para(DM) ödemiştı,onların fırmasından ayrılırsan,bunu ödemeklazımdı. Maria'nin babası Hans," bunu ben öderim,dedi.

Bizim en büyük hatamız,24 yaşında bizi evlendırmış olmalarıydı.

BURDAN DA ,KÖLN''E...

Cemil Yıldız'a telefon etmıştım,"buralarda kırız var, orada kal!.." tavsiyesinde bulunmuştu.

Elimdeki pastacı resmlerin pastahane'ye gösremııştım," hemen gel iş başı yap" demışlerdı.

FIRMADA TATSIZLIK ÇİKARIYORUM DİYE

Bizi bir başka firmaya postalamışlardı.

Bizi götüren şöför da," dobro biçka.Güzsel bayen, kadınlar var "diyordu.

Köye gittik,çalışan atelye'ye götürdüler. Burnunda mazkeli çalışanlar,toz duman içinde,yer fayansı yapıyormuşlar.

Bura da kaçak çalışan Türkler vardı.

Bir köylüye,rica ettim,polise telefon etti.

Gelip bizi yeniden Ulum'dakı Tifbau fırmasına getirdiler.

Firma beni serbest bıraktı,tazmınatını da almadı.

Bu inşatta çalışan,biri Trabzonlu,öteki de Yozgatlı mı ne,kıskançlık yüzünden kavga yaparlardı,bizde ayırmaya çalışırdık.

KARLI HAVADA DA ÇALIŞIYORDUK.

Geri dönmeye karar vermiştim.

Beni bir Tranzonlu,Münih hava alanına getirdı.

Uçak kalmıştı. Osten tatılıidi.Herzamanda uçak yoktu.

Seni Allach'ta tanıdıkların yanına götüreyim,dedi ve getirdi.

Dimalt'ta çalışanları Hayımı(yurdu) .. burada Kemal Albayrak'la tanıştık, O beni gezdirdı,Fındık Hocada barakada kalıyordu.

Fındık Hoca,"ha purayangelmeye can atayurler,sen geri dönüyorsun,akıl işi deiğl",şeklinde yormlarda bulundu. Hoca Holan'dad kömür ocaklarında çalışıyormuş,daha sonrada bir tanıdık aracılığyla,buaraya gelmişti.

Hoca,donuk etlerden sabum,benzer şeyler yapıyorladı. Domuz ve diğer hayvan kıllarından da aspırın. Kimyevi madelerle yıknamış kıllar,ben beyza şekilde,banttan geçiyordu. Sulolara atılan buğdaylar bitiyor,onları kurutup un yapıyorlardı.

BİRDE" BAKMİTTEL" KISMI VARDI.

Burada,semel tost ekmek unlarının yanı sıra toz dondurma da üretiliyordu.
Dondurma deyince,kafama yatmıştı.

HOCA  İLE BİR ODADA KALIYORDUK,BENİM DOLABIM AÇIK OLURDU,ONUNKİ KAPALI,ÜSTELİK VALİZLERİDE KİLİTLİ. KİLİT UYDURUP VALIZINI AÇMIŞ,BİR DE NOT BIRAKMIŞTIM. FINDIK HOCA İŞTEN GELİNCE,VALİZE GÖZ ATMIŞ,NOTUMU GÖRÜNCE BASMIŞ YARGARAYI,"PARALARIM ÇALINDI!". "ALİ BÖYLE BİR ŞEY YAPMAZ",DİYE İTİRAZ EDENLER ÇOKTU. DAHA SONRA BURADAN AYRILMIŞ,ODA TUTMUŞTUM.

HACA,KALSFELT'DE BİR DAİRE ALMIŞTI,(Daha sonra burasını küçük oğluna satmıştı) ANEM  AYŞE İLE BİRLİKTE ZİYARETE GİTTİK. ELİNDE PIÇAK,"ÖLDÜRECEĞİN ONİ"  ANNEM,"NE OLDU SANA KÖPEK? " KUDURDUN MU?"

MEĞERSEM EN BÜYÜK OĞLU ABDURRAHİM'A KAFAYI TAKMIŞTI. ABDURAHMAN TALEBELK ZAMANLARIMDA,YANDAKI ODADA KALIRDI,YEMEK,ÇAMAŞIR YIKAMA SIDA CABASI.

NELER GELDI HATIRIMIZA..

ALİ,Bakmittel Aptaylığına giriş yapmıştı.

Orada,Amalya,Sami,Hüseyin,Yalçın Nart ve niceleri ile,tanışmıştı.

Burada bir sene çalışmştık,barakada hoca ile kalıyordum,daha sonra Peter-Müller str.de, bir oda kıralamıştı.
Gözleri zor gören,yaşlı Alman kocakarı,yüzme kursuna gidiyordu,arabasıyla götürüyordu.

Odamda,sıyah-beyaz antenli tv.vardı.

Kocakarı çatı tv.bağlantı yaparsan 5 DM.ödersin diyordu,bu bana yeter diyordum, ev sahıbı gidince fışı takıyordum.İşe gidin cede, fişi saklıyordu...

BEN İŞTE İKEN

İŞ ARKADAŞLARIMIZ,EŞYALARIMI,DİAMALT'IN HAYIMI(Yurdu)NA,(Allach,Weis Burger str.'de bulunan) BİR ODASINA TAŞIMIŞLARDI.

Odada Surmeneli,Alibaba lâkaplı,Ali Küçükalı  ile birlikte kalıyorduk.

ALİ BABA SURMENE AKSUHANLARI'NDA 9 KATLI BİR BİNA YAPMIŞTI.

BUNUN İÇİN DEVAMLI MESAYI YAPİYORDU.

BİR HANIMIDA   MÜNİH'E  GETİRMİŞTİ. KADIN BİR ANDA BENİ ZİYARET GELMŞİ,"HA PURADA TEK BAŞUNA NE  YAPAYISUN?"  DEMİŞ, SÖZDE BENİ BİRİSYLE YAKALAMAK NİYETİNDE OLMALYDI.

ALİ BABA'YLA  AMALYA'YI YAN YANA  GÖRÜNCE,KISKANÇLIKTAN OLMALI,"PENUM ADAMİ ELÜMDEN MI ALACAKSUN?" DEYIP AMALYA'YA SARILIP SİLKELİYORDU. VELASILI DELI,DOLU BİR KADINDI.

Eve gittiğimde,durumu kocakarı'dan öğrenmiştim.

Bitmez yaşanmış,hikâyeler.

HARİKLİA,sabahleyin,soyunma odasında Ali'yi bekliyor,"ağlamaklı,seni çok seviyorum,hadı birlikte kaçalım",diye yalvariyordu.

Ali itirazla,"sen kafanımı üşüttün,iki çocuğun var,rezil olmakmı istiyorsun?!", Amalya'da işi fark etmiş,Ali'ye,"senin yerinde olamk istemem",demişti. Ali," elimden ne gelir. Ali bu firma Diamalt'tan ayrılmış, MAN'a girmişti.

Hariklia habire mektuplar yazıyordu,Ali bunları yıllarca sakladı,daha sonrada yırtıp atmıştı.

Buradan da ayrılmış,ilk giriş imtihanını kazanmış,MAN fırmasına  elektirikçi olarak girmiştim. Burada 6 yıl çalışmıştı.

Daha sonra buradan ayrılarak,Münih,mekez'de  bulunan ve kendi adını taşıyan,Seidil (ekmek,pasta,krapfen vb.üreten firmaya girmiş,kısa çalıştımıştı.Bu yaşlı mal sahıbı Türkleri severdi.Burasıda yıkıldı;binalar yapıldı,sembolik olarak,Fabrikani ana kapısı duruyor.)

Mehmet Ali  / Münih / Devamı var. /5.9.2022

 

Yazar Hakkında
0 Yorum
Yorum Yapın