ABD'de bu yeni değildir

ABD'de bu yeni değildir

Rusya'nın da bu son olan bitenlerle ilgili olduğunu iddia eden yok şimdilik.

Trump'ın “dış güçler” masalı yeni değildi

Tabii ABD'de yöneticilerin “dış güç”ten anladıkları, diğer ülke yöneticilerinin anladıklarından farklı.

Çünkü,ABD'de olayları kışkırtan dış güç olarak bir ABD/USA/ mevcut değil.

Dünyanın en gelişmiş istihbarat örgütlerine sahip olan, başka ülkeleri karıştırma konusunda büyük tercübeye sahibi ABD'ye, seçimlerde parmağı olduğu iddia edilen Rusya dışında,etki edecek bir dış güç olduğuna inanmak zor.

Rusya'nın da bu son olan bitenlerle ilgili olduğunu iddia eden yok şimdilik.

  " DIŞ GÜÇLER"

Hemen her ülkede yöneticiler ne zaman geniş katılımlı protestolar, gösteriler olsa mutlaka bir “dış güç” parmağı olduğundan söz ederler. Olmadığını bildikleri halde böyle yapmalarındaki amaç protestoları zayıflatmak, her neye itiraz edilmişse o itirazı hafif göstermek.

Egemen refleksi olmalı.

ABD'de yöneticilerin “dış güç”ten anladıkları,diğer ülke yöneticilerinin anladıklarından farklı.

Çünkü,ABD'de olayları kışkırtan dış güç olarak bir ABD mevcut değil. Dünyanın en gelişmiş istihbarat örgütlerine sahip olan, başka ülkeleri karıştırma konusunda büyük deneyim sahibi ABD'ye,seçimlerde parmağı olduğu iddia edilen Rusya dışında, eki edecek bir dış güç olduğuna inanmak zor. Rusya'nın da bu son olan bitenlerle ilgili olduğunu iddia eden yok şimdilik.

ABD'li yöneticilerin "dış güç" dediği eyalet dışı güçler.

HEM TRUMP,HEM DE...

O nedenle bir haftadır ABD'yi alt üst eden gösteriler için hem Başkan Donald Trump,hem Minnesota Valisi Tim Walz hem de Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey’in ağız birliği etmişçesine olayların arkasında eyalet dışından gelenler var hezeyanlarını, özellikle Demokratik Partili yönetimlere sahip eyaletlere geleneksel bir Cumhuriyetçi saldırı olarak anlamak gerek.

Eyeletin başkenti St.Paul'un Belediye Başkanı Melvin Carter, “Tutukladığımız kişilerin tümü Minnesota dışından” diyerek bozguncu(!) Demokratlara gönderme yapmayı denedi ama iddiası kısa sürede çürütüldü. Tabii bizimkiyle kıyaslanamayacak, medya etiğine sahip çok sayıda yayın organı da var ülkede. Bunlardan biri olduğu anlaşılan Minneapolis'te NBC'ye bağlı bir televizyon kanalı KARE 11 basit bir araştırmadan sonra durumun iddia edildiği gibi olmadığını ortaya çıkardı. Elde ettikleri Hennepin İlçe Hapishanesi verilerine göre tutuklananların yaklaşık yüzde 86'sı Minnesota sakini. Bilginin ortaya çıkmasından sonra St Paul Belediye Başkanı Melvin Carter sözlerini geri aldı tabii.

Trump’un hedef aldığı ANTIFA ile beyazlardan oluşan (çoğu anarşist) aktivistleri dış güç olarak göstermekle, adaletsizlik karşısında oluşan ittifak arasında güvensizlik yaratmak amaçlanıyor. Bu iddia tutmuş olsaydı,siyah göstericilerin belki bir kısmı “beyaz anarşistleri” kendi gündemini Minneapolis eylemlerini kullanarak kendi gündem lerini dayatmakla suçlayabilirlerdi. Neyse ki tutmadı.

Yarım asırlık geçmişi var

Bu tür suçlamalar özellikle insan hakları mücadelesi verenlere karşı yapıldı ABD’de. En bilineni anımsatayım; 1965'te, Beyaz Vatandaş Konseyi adlı ırkçı bir kurum ülkenin güneyinde iki yüzden fazla reklam panosu hazırlamıştı. Panolarda ünlü siyah hakları aktivisti Martin Luther King Jr komünizmle ilişkilendiriliyordu. Birçok sivil hak aktivisti için önemli bir eğitim kurumu olan Highlander Halk Okulu'nda 1957’de bir etkinliğine katılan King'in fotoğrafı vardı birinde. Cümle de şuydu: “Martin Luther King Jr Komünist Eğitim Okulu’nda”.

Bu tür suçlamalar özellikle insan hakları mücadelesi verenlere karşı yapıldı ABD’de. En bilineni anımsatayım; 1965'te, Beyaz Vatandaş Konseyi adlı ırkçı bir kurum ülkenin güneyinde iki yüzden fazla reklam panosu hazırlamıştı. Panolarda ünlü siyah hakları aktivisti Martin Luther King Jr komünizmle ilişkilendiriliyordu...

ABD'DE,MÜSLÜMANLAR LİDERİ DE BİR SUİKASTLA ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ.

Bu antikomünist karalama Güney’de gittiği her yerde karşısına çıktı Martin Luther King Jr’ın. Alabama’nın Selma kentinde düzenlenen yürüyüşe polis saldırısı olduğunda, Şerif Jim Clark, King'in “yabancı bir ajitatör olduğunu” söyleyerek “destekçilerinin muhtemelen dörtte biri komünistlerden oluşuyor” demişti.

Bu suçlamalardan amaç, siyahların ancak kışkırtılmayla harekete geçebildiği inancını yaygınlaştırmak, ikincisi de Afro-amerikalıların statükoya olan öfkelerini kabul etmeyerek statükonun çürümüşlüğünü gizlemek. Beyaz ırkın üstünlüğünü savunanlar, özellikle siyah radikalleri komünistlikle suçlayarak hem hapse mahkum ettirmeyi hem de ırk ayrımını içeren ilk yasa olan 1875 tarihli Jim Crow yasalarını diriltmeyi hedefliyor. Bu yasa ilk Tennessee'de uygulanmıştı.

Sonra tüm Güney eyaletlerinde özellikle demir yollarında söz konusu yasa gereği ırk ayrımına gidilmiş, istasyonlara "sadece siyahlar için", "sadece beyazlar için" yazılı levhalar konulmuştu.

ABD'de 50'lerin başında siyah aktivistlere yönelik antikomünist faaliyetler ırk eşitliği hareketine ciddi darbeler vurdu.

Demokratların desteklediği sivil hareketler ile sendikalar arasındaki ittifak bozuldu.

O nedenle, ABD'de birileri dış güçler dedi mi 50'lerin başarıya ulaşmış bu uğursuz taktiğinin işe yarayacağından emin olarak söylemiştir mutlaka.

Umarım sivil hak arayıcıları ile sendikalar bu tuzağa bu kez düşmez.

* * *

Kismen,Cuhuriyet'ten aktarma. Yeniyurt Haber Ajansı*09.06.2020

Yazar Hakkında
0 Yorum
Yorum Yapın