İskit,Sakalar üzerine

İskit,Sakalar üzerine

Batılılar İstik,Siykiten derler Sakalar

Bir zamanlar,göçebe,

İskit(Sakalar)lerden Geriye Kalanlar

(Bu mevzuyu çok defa aktardık ya.)

BATILILR,"İSKİT,SİYKİTEN" ŞEKLİND TANIMLAR SAKALARI.

ÖNCE GÖÇEBE İDİLER,DAHA SONRA ÇOK YERE DEVLETLER KURDULAR.

İskitler(Sakalar) göçebe yaşayan bir toplumdu,bu yüzden şahsı eşyaları taşınabilir,dayanıklı, genellikle hafif ve küçük veya katlanabilir olmalıydı. Deri,kumaş,keçe ve ahşaptan yapılmış nesnelerin yanı sıra profesyonel maden işçileri birçok alet, silah ve küçük kişisel süs eşyası da üretti.

Güney Sibirya'daki İskit (Yakut/Sakalar)tepesi(Buraya ölülerini defin ederlerdi)

 (Kaynak;The State Hermitage Museum, St Petersburg, 2017. Photo: V Terebenin.)

Sibirya'daki mezarlarda yürütülen kazı çalışması sırasında İskitlere ait çok sayıda eşya ortaya çıkarıldı. Bu donmuş mezarlar; mumyalanmış savaşçıları, atları ve aynı zamanda kıyafetleri, kumaşları, yiyecekleri, silahları ve muhteşem altın takıları mükemmel şekilde muhafaza etmişti.

British Museum'da(Almanya,Bevyera müzesinde de yer alır) düzenlenen "İskitler: Sibirya'nın Eski Savaşçıları”"adlı sergide birçok etkileyici eşyalar yer alıyordu.

ALTIN,KEMER TOKA

Bir ağacın altında atlarıyla dinlenen İskit/Saka/ler.

(Altın kemer toka. Sibirya, MÖ 4.-3. yüzyıl.)

TÜRKLERİN EŞYALARINI ÇALANLAR,BİRDE (©) BUNU KOYUYORLAR

(© The State Hermitage Museum,St Petersburg,2017. Photo: V Terebenin.)

Bu güzel altın kemer toka, yaklaşık 2.300 yıl önce Sibirya'daki göçebe halk tarafından yapıldı.

Simetrik kemer tokasının yarısı, şüphesiz İskitli (Saka)bir soyluya, belki de kraliyet ailesine aitti. Altın, güneş ve kraliyet gücü ile ilişkilendirilirdi.

Figür,ölen bir adamı, uzun atkuyruğu olan bir tanrıçayı (solda), bir ok kılıfının asılı olduğu hayat ağacını ve iki atın dizginlerini tutan bir adamı gösteriyor. Görünüşe göre evlenmek isteyen İskitli bir adam, kadının at arabasından önce ok kılıfını asmış.Sahne, ölen adam ve yeraltı dünyası güçleriyle de ilişkilendirilen ve insanlara can veren,"Yüce Anne" arasındaki sembolik bir evliliğe işaret ediyor olabilir.

Kutsî beraberlikleri,bütün canlıların ölümü ve doğumu için şarttı.

SAVAŞLARDA KULLANILAN,TAKMA SAKAL

Takma sakal. Tümülüs 2, Pazırık, Altay Dağları,Güney Sibirya,MÖ 4. – 3. yüzyılın başı olmalı. (The State Hermitage Museum, St Petersburg, 2017. Photo: V Terebenin.)

Bu takma sakal, donmuş karın organik maddeyi inanılmaz derecede iyi muhafaza ettiği Altay dağlarında bir İskit (Saka)mezarlığı olan Pazırık'taki bir kabile reisinin cesedinin altında bulundu.

İSTİK/SAKALAR,ESKİ YUNAN/GRECE VE ETRÜSKLER

İnsan saçından yapılmış bu takma sakal, bir kayışa dikilmiş,arkadan bağlanarak kullanılmış ve koyu kestane rengine boyanmış. İskitler/Saka, Yunan ve Akhamenid tasvirlerinde genellikle sakallı olarak tasvir ediliyor.Anacak, Pazırık'ta bulunan mumyaların hepsi sinekkaydı tıraşlıydı. Bu yüzden bu sahte sakalların cenaze törenlerinde dini bir rolü olabileceği düşünülüyor.

ERKEK KAFA BAŞLIĞI/TAÇ

Şapkayı ve onun nasıl giyildiğini gösteren bir resim.Tümülüs(Kabir/Mezar) 2, Pazırık, Altay Dağları,Güney Sibirya. 4. yüzyıl sonu olmalı,3. yüzyılın başı.

( Devlet İnziva Yeri Müzesi, St Petersburg, 2017. Fotoğraf: V Terebenin. E V Stepanova tarafından yapılan canlandırma çizimi.)

Bu ilginç başlık da takma sakal ile aynı mezarda bulundu. Son savaşı sırasında, Pazırık’ın kabile reisi tarafından giyilmiş olabilir çünkü şapkadaki hasar ile adamın kafasındaki ölümcül yaralar birbiriyle uyuşuyor. Oyma eser, gagasında bir geyik kafası taşıyan ve her iki tarafında kaz figürleri olan fantastik bir kartalın başını tasvir ediyor. Bu öğeler, gösterişli bir ahşap taçla süslenmiş bir keçeden oluşan karmaşık bir şapkanın parçasıydı.

KANATLI TAHTA MASA

Katlanabilir masa. İskitler(Saka) göçebe bir hayat yaşadıkları için mobilyaları da taşınabilirdi. Katlanabilir masalar, Pazırık mezarlarında sık rastlanan bulgulardan birisi. Yükseklikleri 18-47 cm arasında değişse de hepsi, tepsi benzeri oval bir üste ve dört tane torna ya da el oymasıyla yapılmış ayaklara sahipti. Her bir ayağın tepesine karşılık gelen boşluğa (zıvana deliği) yerleştirilmiş bir çıkıntı (zıvana dili) bulunuyor. Bu ve aynı mezarda bulunan diğer tüm masa üstleri, cilayı andıran zincifre kırmızıya boyanmış.

GEYİK ŞEKLİN DE,ALTİN KABLAMA  TOKA

Geyik şeklindeki altın tokası. Barrow 1, Kostromskaya, Kuban bölgesi. MÖ 7. yüzyılın ikinci yarısı olmalı.. 

Bu toka muhtemelen bir gorytos’u (yay ve ok koyulan kılıf) süslemek için kullanılıyordu.

Toka, arkaya lehimlenmiş altın halkaların kabartmayla işlenerek ve oyularak, kalın altın bir tabakadan yapılmış. Kulak ve göz kısımları muhtemelen renkli camla doldurulmuş. Yapılan işçilik son derece yetenekli bir zanaatkârın elinden çıktığını gösteriyor ve hayvanın yatma pozisyonu ve boynuzlarındaki süsün işlenişi, İskit sanatında "hayvan üslubu" olarak biliniyor.

RUZGARDAN ETKİLENMEMESİ İÇİN,ATALAR İÇİN MASKE

At kafa elbisesi. Tümülüs 1, Pazırık,Altay.Tahminen, 4. yüzyıl sonu,3. yüzyıl başı. 

Sütünden,etinden ve derisinden yararlanmanın yanı sıra atlar,İskit(Saka)lerin askeri gücünün arkasındaki güç ve temel ulaşım şekliydi.

SAKA(TÜRK) TÖRELERİNDE AT İLE BİRLİKTE

İskit /Saka/atları, savaşçılarla birlikte gömülüyor,onları hayalı, ve efsanevi hayvanlara dönüştüren maskeler ve diğer parçalarla giydiriliyorlardı.

Toynaklı griffon olarak görülen bu canlıların, sahiplerini öbür dünyaya taşıdığına inanılıyordu. Keçe ve deriden yapılmış bu at maskesinin boynuzları arasında bir horoz ve koçbaşı bulunuyor. En tepesi ise altın varaktan yapılmış balıklarla süslenmiş.

Maske, Pazırık'taki mezarlarda bulunan çeşitli at maskelerinden yalnızca birisi.

SAKALARIN,EL İŞLEMELİ,SÜSLÜ KADIN AYAKKABISI

Kadın ayakkabısı. Deri, tekstil, kalay, pirit kristalleri, altın folyo, cam boncuklar. Mezar höyüğü 2, Pazırık, Altay Dağları,Güney Sibirya(Yakutistan/Sakalar), MÖ. 4. ve 3. yüzyılın başı olmalı.

Bu kadının deri ayakkabısı son derece zengin bir şekilde dekore edilmiş. Tabanı süslemek için gösterilen özen, insanların yere oturdukları ve tabanlarının oldukça görünür olduğu göz önüne alındığında, hemen fark ediliyor. Dış tabanı, kırmızı bir bezeyle sarılmış ve bir milimetreden daha küçük deliklerle delinmiş pirit kristalleri ile süslenen bir deriden yapılmış. Bu yoğun kristalleri kusursuz bir şekilde işlenmesiyle ortaya çıkan işçilik inanılmaz. Altın folyoyla kaplanmış deri "ördek" şekilleri, ayak parmağını baldırla birleştiren dikiş çizgisi boyunca devam ettirilmiş. Ayak parmağı,gümüşü taklit eden kalay folyoyla kaplanmış kalın bir hasır iple dikilmiş.

TOPAK PEYNİR İÇEREN SÜSLÜ,DERİ ÇANTA

(Peynirli çanta. Tümülüs 2, Pazırık,Altay Dağları,güney Sibirya, MÖ. 4.-3. Yüzyıl.)

Peynir üretimi köklü bir tarihe dayanır, özellikli peynirler modern gurmelere özgü bir olay değildir: MÖ 17. yüzyıldan kalma Mezopotamya metinleri, 20'ye yakın peynir çeşidinin olduğundan bahsediyor. Bu çanta, Pazırık'taki at mezarlarıyla birlikte bulundu ve muhtemelen eyerlerden birine bağlanmıştı.

Çanta,çok iyi muhafaza edilmiş peynir topakları içeriyor. Şimdiye kadar yapılan incelemelerde, peynirin yapıldığı sütün kaynağı belirlenemedi. İnek, Tibet öküzü, koyun ya da keçi sütü kullanılmış ve hatta birbiriyle karıştırılmış olabilir çünkü yerli halk 20. yüzyılın ortalarına kadar hala bu hayvanların sütünü kullanıyordu.

Tavşan Avını Betimleyen Toka

Tavşan avını simgeleyen,altın toka. Kul Oba, kuzey Karadeniz bölgesi, MÖ. 4. yüzyılın ilk yarısı,olmalı.

(Rize,Hemşin'de İskit/Sakaların adını koyduğu Üsküt Dağı vardır.Bugün Sakalar, dünya'nin her köşesine yayılmış bir soy,nesildi.yhy)

DÜNYA MÜZELERİNDE SERGİLENEN,TÜRKLERİN,TARİHÎ EŞYALARI 

Bu toka üzerindeki işlenmiş,atlı, tipik bir İskit/Saka/ elbisesi giyiyor.

Bir yabani tavşan, atın toynaklarına siniyor, ilk bakışta bu sıradan bir av sahnesi gibi gözükebilir ancak İran halkındaki yaygın inanca göre, bir tavşanı kurban etmek savaşta galibiyet getiriyor. MÖ. 5. yüzyılın sonlarından itibaren,yabani hayvanlar genellikle İskit/Saka/lilerin altın tokalarında tasvir edilmesi hayvana verilen önemi gösteriyor.Dünya müzelerinde,Sakaların eşyaları.

Sakaoğlu  Mehmet Ali(Yeniyurt).Münih/ 24.10.1999

Yazar Hakkında
0 Yorum
Yorum Yapın