Gerçeği arayan,olayları sorgulayan Flozoflar

Gerçeği arayan,olayları sorgulayan Flozoflar

Tarih boyunca,gerçeği arayan,kuru"akıl"

GERÇEĞİ ARAYAN,OLANLARI SORGULAYAN AKIL, FLOZOFLAR.

"Hiç bir şey bilmediğimi,biliyorum./ Biliyorum,hiç bir şey bilmediğimi”Sokrates,“

*Sakaoğlu Mehmet Ali

ANTİK DÖNEMİN FLOZOFLARINDAN SOKRATES (Socrates) HAYATI HK.BİLGİLER

(Çağin insanlarını,düşünmeye,kendisi ile birlikte,yukardan vuran güneşin,şafağın sabını tahlil etme,kavramak ve aktarmaktı.Alaman kaynaklarında,bunu böyle anlamakta idik.)

Sokrates (Yunanca;Σωκράτης, dğ.,mö. 470 Alopeke,Attika – öl.mö. 399 Atina).Taşkasa bı,taş-ları- kesen usta, Sophroniskos’un ve ebe Fenarete'nin oğlu olrak dünyaya gelmiş ti.

Sokrates,Delphi tapınağındaki,Gott-Tanrı Apollo'nun doğmalrına ,diğer halk gibi inanmak ve öyle yaşamak zorundaydı.

Bu inaçlara karşı geldiği,halkı galyana getirme, yoldan çikar tarak, başka tarafa ,yeni bir Tanrı peşine yönlendirdi iddanamesi ile, Kral,Tyrannen'nın, yazılı bir, ”..imansız,Gottlosigkeit-tanrısız biri olarak, idamına..” idam fermanı ile, tutuk lanarak, zehirlitas içirilerek,talebeleri önünde,öldürülmüştü. Antik çağın, ve Grek- filozofu dur.(Batılı kaynaklar,”Abendlandishe Philosophi-Güneşin battiği-Batı Flosofları,olarak yazmaktadırlar.*).. Varlığını sorgulayan,düşünen,(Helen-mö.300 yy.lar da,deniz ve ticaret yollarında,”Helenizm“asimlasyon faalitleriide hiz vermiş lerdi,daha sonra da,Grek)biz, Türkleri'in deyimi ile*),-antik Grek- Felsefesinin kurucularından olduğu kabul edilir.(Ondan önce,(Mö.600-650)-de,düşünür,gerçeğı arayanlar (Mythos,vb. ) vardı,ancak; elde edilen,arkeolojik-kazılarda ki,buldular da,bu antik maziye-geçmişe mal edilmişti.

Bu bakım dan,Batı kültürü,medniyetinin beşiği olarak görülür,bir çok baş şehirlerde,yapılan,Binalar, Atina,antk şehrin koyasıdır.)

Özel yaşamına ilişkin fazla bir şey bilinmemekle beraber Sokrates,Platon ve Ksenophon'a kadar uzanan bir geleneğe göre kendisine “üç çocuk “veren Ksanthippi ile evlidir.

Talebesi,Platon -mö.427-347-ve Ksenophon’un çizdiği portre,tarifa göre,” basık burunlu, patlak gözlü,sarkık dudaklı,göbekli bisi”dir. Alçakgönüllü, alışkanlıkları ve felsefeden başka bir uğraşı olmadığı bilinen Sokrates, Atina'nin gençler ve talebeleri ,Platon,Aklibiades vb.üzerinde tesirleri derindi,Gençlerin bir çoğu,arık onun yolun da,onun gibi giyinmek ve konuşmalar ile,”adeta birer, ”sofi”,derviş” edasında ,Sokrates'ın tesiri,yayılmaktaydı.. . Bu taklit,özentiyı alaya almak için de,Aristophanes” Kuşlar” adlı komedyasında bir terim icat edilir. Bu terim ,Esokraton’dur. “uzun saçlı “hani”hipi” dediklerimiz gibi,olurlardı,yerine görede,Budisler gibi,Hindular gibi”açlık” çekerler,”oruç” tutarlardı.

Onlar için, Sokrateslik yaparlarmış. Gewissen-Vijdan ve Ahlâk felsefesinin kurucusu olarak da,kabul edilen Sokrates'in yaşamının en belirgin olaylarından biri,mö. 399 yılında hakkında açılan davâdır.

Talebesi,Platon'un,”Sokrates'in Savunması” adlı eserinde anlat tığı kadarıyla Sokrates, şehrin tanrılarına -Putlarına-inanmamak, onların yerine başka tanrılar koymak, sema'dan aramak,vede böylece,hakın bir kısmını,bihassa gençliği yoldan çıkardığı,fikirleri ile,”zehirlediği “ iddiası ile,suçlanıştı.

Sokrates bu suçlamalar sonucunda,ölüme mahkûm edilir.Haksız yere idam edildi diye,talebelerinedn Platon-428-384-,deniz yolu ile çevreyi dolaşarak, bu,”akıl,cesaret,şasıyet oluşumu,talep,güven,devlet nizmı,Kral,Monrşı vb.fikri anlatılmakta,yaymakta idi.

Bir nevî,zamanın “azizleri,peygamberleri”gibiydiler.

Hocası,Platon'nun ölümünden sonra,Aristoteles-(dğ.384-öl.322-)Ege adası,Kahlki'de,bir doktorun oğlu olarak doğmuş,17 yaşında Atina'ya,20 sene boyunca,Platonun Akademisin de-yanında olmuştu.-Platon'nun ölümünden sonra,Akademi'nin ustamaisteri olmasına rağmen,onun görvini üstlenmeyerek,üç sene,yıl boyun ca,Küçük Asya'yı dolaşmıştı,daha sonra,Makodanya Kralı nın oğlu, büyük Alexander-İskender'i ,özel hocası,müallimi olarak,üç sene eğitir ve 334' da Atina'ya geri döner ve kendi özel -lisesi, Giymnasium Leykeion'u kurar.

12 yıl boyunca ders verir,kötü-fikirleri-aşılıyo,işliyor diye,323'de Atina'yı terk etme zorunda bırakılır ve doğ duğu ada (C)halkis'te vefaat eder.)

Sokrates,yazılı bir kaynak bırakmamıştı.Akademi-çınar altı-de ki,anlattıkları ve,hayatı, düşünceleri ile ilgili bilgiler, Aristoteles-mö.384-322-derleyip aktarır.Vede aynı çağin düşünür,yazarları,talebeleri,ölümünden sonra,Platon -mö.427-347-ve Alkibiades,gibi tale be lerinin,hitâbeleri ve kaleme aldıkları,yazdıkları,dalga dalga,yayılmış tı.

Daha sonra da, telebe lerinin talebeleri.Sokrates’in ölümün den sonra dünyaya gelen, Aristoteles'in,değişip ûslup, medotlar la-direk-indirek-dolaylı anlatım, dersler ile,günümüze kadar ulaşmıştı.

(Bu yargılama,işi de,Helenizim döneminde,Epikur- mö.342-271-, ve de ,Roma dönemi Flosofları,Pseudo-Senaca-mö.300.yy.'l arda, de vam etmiş,14. Ve 15.yy.'da -Endülüs-Ronesans-dönemi-yeniden doğuş,vb.,16.-17-18. yy. Avrupa'sına taşınmıştı.)

Sokrates'te Felsefeî Başlangıçı..;

(Madde-manevi,hayatın varlığını inceleyen faaliyetler)

Sokrates'in,felsefi yaşamına başlangıçı,devlet,Atina'nanın resmî dinî olan "Delpihi Tapınağı"-Gott-Tanrı, ”Apollon”u,ziyaret hadisesi vesile olmuştu.

(Bu,insanların elleri ile yaptığı,bir tapınaktı.”Biz yaptık, Sizler de itaat etmek zorundasınız!.” dayatma, diktatorluğuna karşı ,”akıl” yolu ile,”sorgulama”,direnme felesefesiydı.)

Sokrates'in,felsefesinin-hikmetin sebebi,madı-manevi,hayatın belirtilerini,inceleyen zihinî, fikrî..- ana temalarını ele alan başlıca kaynak,Sokrates'in “Savunması” adlı diyalogdur.

Bu diyalog Sokrates hakkında açılan dava sonrasında,Platon tarafından kaleme alınan bir “felsefeî “başkaldırı, tepkisi idi. Bu eser, Sokra tes'in felsefi yaklaşımı uyarınca sürdürdüğü yaşamını sergiler. Sokrates,yaşam tarzını ve yaşam tarzı nedeniyle sahip olduğu güçlü düşmanlıkları sergilemek amacıyla dostu,Khairephon'un,“Delphi Tapınağı” Kâhini,”Pythies”’e kendisi ile ilgili ziyaretini aktarmayı gerek görür. Khairephon,Kâhine, “Sokrates’ten “daha bilge birisinin bulunup bulunmadığını “,sorduğunda Kâhin, “..ondan da ha bilge birisi nin bulunmadığını” söyler.

Bu cevabi bilgiyi alan,Sokrates önce şüpheye düşer,çünkü, kendisinin,hâlâ “hiçbir şey bilmediğinin” farkındadır.

Ama tanrı(tapınakta ki putlar, onların tercümanları da,orda bulunan-Budistler de olduğu gibi-kâhinlerdi*) yalan söyle meye ceği için kâhinin sözlerinin doğruluğundan şüphe etmemek durumundadır.Böylece söz konusu kehanetin, çözülmesi gereken bir bilmece olduğunu düşünerek araştırmaya koyulur.Önce,adı bilge-âlim-ye çıkan,(diyalog'a) ”Politeia,ve “Der Saadt-devlet-ruhu,ruhu oluştur an,”Cemiyet”,bv.tezleri”,sonra, ”Ozanlara”, daha sonra da sahip oldukları,Sophia ile ünlü olan ustaların ve(taşlara şekiller veren,) zanaatkarların yanına gider. Onlara sorduğu sorularla,onların “bilge-âlim-olmadık larını kavrar. Sokrates,bunların cehaletin pençesinde kıvrandıklarını fark eder. Bu kişiler,hem “bilmedikleri şeyleri bildik lerini”idda eden,her kon u da,kendisini, ”bilgili”ahkam kesenlere”, hem de “Neleri bilmediklerinin “farkında olamayacak kadar,cahildiler.

Ne varki,” cehaletten “daha büyük bir kötülük yoktu.Sokrates,bu kişi,fertlerden,farklı olarak,”.. bilmediğini bilir”di; tam da bu nokta da o,-taştanrı (put)ve falcı- kağınleri'nden-den daha bilge olması ıdı.Yani,Sokrates,”..Hiç bir şey bilmediğimi,biliyorum..”derken, aslında bunun tersini,indirek olarak,flosofça söylemekte,izah etme ktei idi.Bundan dolyıdır ki, aslında,Sokrates, “..kendini bilmekte vede kendini tanımakla,neyi ispata çalıştığınında farkında”ıdı..

Sokrates,Kahinin söylediği sözlerin gerçek anlamını bulmak için uyguladığı sorgulama sonunda Pythies'in ne demek istediğini anlamıştı.Onların arasında en bilge,âlim olduğu doğru bir yargıdır. Çünkü, kendisi “..hiçbir şey bilmediği”nin farkındadır.

Sokrates,böylece –bilmediğini,” bildiğini sanan- insanlarla”, gerçek bilginin tek sahibi olan” tanrı”lar arasında aracı durumun dadır.

Bu konum aslında Platon-mö.427-347-'un “Lysis ve Şölen” adlı -lehre-nazariyesi, içtihat,doktirin-eserlerin de belirttiği gibi,filozofun durum-konumudur; zaten filozof kelimesi de,antik Grek,Griechisch-Yunanca “Philei” ve”Sophia” kelimelerinin yan yana gelmesi ile oluşturmuştur. Bu kelime başta "bilgi ve bilgelik dostu" sonra ise "bilgiye can veren, onu sorgulayan" anlamına gelmektedir.

Bunun ön şartlarından bir de,”..bilgisiz liğin,bilincinde olmak.”. Bu mikro bilgi çağında bile,bir çoğu,bu gerçeği,çığ nefsine, kabul etiremiyor,nefsinin kölesi halinde oluğunu farkında değildi.

Sokrates’in,.”...Önce,kendini bil-tanı “görüş,ilkesinin başlıca sebebi, her fert,kişinin,“yaratılıştan iyi olduğu” iddiası, görüşün dendedir. Sokrates'in ahlakçı akılcılığı-realiesirung- buna denk,uygun, gel mektedir.

Sokrates’in diyalektik -Terbiye etme-Uslamlama yöntemi,Kehanet anlatı- hikâye-sı,genel likle Sokrates’in, bilgelikleriyle ünlenenlere yöneltip onları bunalttığı soruları akla getirir. Bu tür yaklaşımlar "çürütme" (elenchos) denen belli bir kalıp içerisinde sergilenirler.Bu yöntem felsefe tarihinin ilk yöntemi olması bakımından son derece önemlidir.

Eski Yunanca'da "sinamadan geçirmek" ya da "çürütme" anlamına gelen”Elenchos “yöntemi,doğruluğundan şüphe duyulma yan bir sava karşı yöneltilen çeşitli sorularla, yapılan açık lama larla, savın kapsamının olabildiğince genişletilmesiyle, en sonunda savın kendi içine taşıdığı çelişki ve tutarsızlıkların kanıtlanmasıyla doğruluk savlarının çürütülmesinin amaçlandığı düşünsel diyalektik bir süreçten oluşmaktadır. Sokrates tarzı bu çürütme şu aşamalardan oluşur;

Cevaplıyan, çürütmenin amacını oluşturacak “p” önermesini savunur ;

Sokrates, akıl yürütmenin ürünü “q” ve” r” önermeleri üzerinde cevaplarla, tartışmasız hem fikir olur..;

Sokrates’i cevaplıyana “q“ ve “r” önermelerinden ancak, karşı “p” önermesine ulaşabileceğini teyit eder.

(Genelde,bu dil grubunda olanlar”r”,ile,"s” harfleri telâfüs edemek te,zorluk çekerler.

Sokrates bu noktada “p”’nin yanlış, karşı,” p’nin doğru olduğunun gösterildiğini ileri sürer.

Bir yerde,aklın,hafızanın,”mantik” jımlastığıdır.

Sokrates’e göre çürütme uygulaması o denli önemlidir ki,”Savunma” da bunun felsefeyle aynı şey olduğunu savunur. Filozofça yaşa manın insanın kendisini ve başkasını sürekli sınamak olduğunu açıklar (28'e, 29'c-d). Bu anlamda Sokrates’in diyalektik fikri,zihniyet,aşılama,yönteminin amacı” insanların iyiye, güzele, erdeme” yönelik sürekli bir felsefe arayışı içinde olmalarının sağlanmasıdır.

Diyalektik yöntemde cevap arayan,bütün sorular, "güzel ne dir?" , "bilgi nedir?", "zaman nedir?.." gibi,”ne?-”lik (“Ne-niçin?;Niçin-ne için?” karşılığını arama,bulma*)bildiren bir şeyin özünü ya da doğasını-tabiyatını- bilmeye yönelik ana soru yapısından, terimler, gelişir, türerler. Sokrates,karşılıklı konuşmalardan yola çıka rak yüze ysel bilginin, bir kavramı tanımlatmayı, tanıtlatmayı amaçlayan sorularla diyalogu istenen doğrultuda yönlendirir. Bu karşılıklı konuşmalarda konuşmacıların söylediklerinde bulunan tutarsızlıklar ve çelişkiler ortaya çıkarılarak yüzey sel bilginin, en önemlisi de doğru diye bilinen sanıların bırakılmasını sağlamış olacaktır.

Diyalektik yönteminin en belirgin örnekleri,”Kriton” ile “Lysis “diya log larıdır. Sokrates’in uyguladığı biçimiyle bu yöntem bilginin bulunmaktan çok hep aranması gereken bir şey olarak görüldü ğünün başlıca kanıtıdır.

Sokrates öldükten sonra "Sokratik Diyaloglar" edebiyatı ortaya çıkmıştır. Diyaloglar ara sında ilk sırayı,Platon’un yazdığı “diyalog”lar alır.Sokrates'in Savunması,Kriton, Phaidon,Şölen (Symposion), Theaitetos,Timaeos,Lakhes, Euthyphron adlı diyaloglarında Sokrates’in portresini sergilermiş. İkinci sırada ise,Ksenophon,”Apomnemoneumata” adlı eserinde yer alır.

Sokrates’in kişiliği üzerine birbirine uymayan,zıt,karşı görüşler ortaya atılmıştır. Platon'a göre dengeli bir kişi olan Sokrates çağdaşı”Spintharos’a göre sert mizaçlı nefsine hakim birisidir.

Fakat,Sokrates'e karşı bir “saldırı” da sö konusudur.saldırı,tahrik vardır. Aristophanes'in,mö.423(yani,Hz.İsa'nın doğumundan önce) yılında sergilediği "Bulutlar" adlı komedyasında Sokrates, sözcüklerle oynayan,nazari-öğretileri ile “ahlak'ı ve devlet'i” küçümseyen, baltalayan birisidir.

Gençleri -Ata-babalarıyla ve Devlet'in otoritesini sorgulamaya çalışan,ayaş,serseri bir, “Sofist” -Derviş-olarak görülmüş,tepki,eleştilere maruz kalmıştı.

Ayrıca,Sokrates ile ilgili,”diyaloglar”da,Sokrates’in içindeki, ”Tanrimsı,Vijdan” sesler, (Daimonion)'dan bahsedilir. Bu,Gewissen- Vıjdanî ses, güç, ona ne gibi hareket ve davranışlardan sakınması gerektiğinide,bu sesler,ilhâm vermekte idiler.

DAHA SONRA,17.'YY.'LARDA Kİ,SIYASI FLOJOFLAR TAKİP EDER

Sokrates'i,krıtıkçı,analızcı,doçent,Immanuel Kant-1724-12.02.1804-,"aklın ideali",Hegel-1770-1831-, ".Bir insanlık kahramanı,kendi fikrî-felsefesini yazmayan,yaşayarak gösteren,anlatan,asıl bir filozof.." olarak tarıf etmeye çalışır.

(.Jean-jacques Rousseau-1712-1778- ve Niccolò Machiavelli-1469-1527'da fakır, kimsesiz, umutsuz bir şekilde,vefaat eden flozoflarda biri- reforumcular ve talebeleri,hep sorgula ma, fikir,düşünceleri içinde olmaları,fikir babalığı yapmala rına rağmen,maalesf,sefil ve yanlızlıklar içinde hayata gözlerini yummuşlardı.Tipki,Roma İmparatorluğunu akıl babası,(Rhetorik-hitâbe-Lehrer-hocası,bişof,tehelog, ”Augustinus,Aurelius-344-Afriak- 28.08. 430”hayatlarını sonlamış ollan flojof,bilm hocalarınadan,bir kaçı.)

ALMAN FLOJOF F.NIETSCHE KIZ KARDEŞİNİN KOLLARINDA HAYATA VEDA ETMİŞTİ.

Kızkardeşinin kollarında can veren,”ölmek istemiyorum,mademki bunu önleyemiyorum, demekki benim de bir sahıbim var”dediği sözleri,mezar taşına da kazınan* ”Friedrich Nietzsche-1844-1900- “ise tersine,onu,”ölüm korkusu nedir bilmeyen,yaşa yan bir ölü”biri olarak değil de,müceher-süpyekte-görü nürde- ölen ve hayatın iç (hıssı)güdüsünden tamamıyla kopmuş bir "canavar" olarak tasvir eder.(Bur daki,hangi aklın,kimi tahlil yptığı, zamanın şartlarını ve yetişme,eğimimle demlenme, kaynağını da iyi bilmek,tahlil etmeye çalışmalıyız ki,”Sokrates'i “kendi pencerelerinden bakılarak,ettikleri tesbit ,tehliller,nederece ,doğru olmasa da,doğruya en yakın olduğun da,fikir birliği olsundu.)

Sokrates'e ait yazılı bir eser günümüze ulaşmamıştır.Antik dönme meraklılar,derlemıştır.

Bu nedenle bütün eğitimini söz,deyimle(dudaktan dudağa) olarak yaptığı düşülmektedir.

Sokrates hakkındaki bilgiler,başkalarının aracılığı ile günü müze kadar gelmiştir.

Bugün fiilen sahip olduğumuz eserleri yazmış olan başlıca filozof Platon'dur. Platon, Sokrates’in talebelerinden birisidir. Sokrates'e ilişkin bilgilerin büyük çoğunluğu,Platon'un aktar maları,yazılarından elde edilmektedir.

Platon Sokrates’in anısını canlı tutmak için onu ve onun öğreti-fikirlerini, anlatan yazılar yazmıştır.

Sokrates’in ruhunu yaşatmak,Platon için,Sokrates’in yaptığı tarzda felsefe(bir değişik,tez,iddia) yapmak anlamına gelmek tedir. Platon,Sokrates öldüğünde otuz bir yaşındadır. Sokrates öldükten sonra,mö.4.yüzyılın ilk yarısında,Atina’nın ünlü okulu olan ve bugünkü modern üniversi tenin ilk örneği sayılabilecek,Akademia-çınar altı- mektep-okulu’nu kurmuş,ve eserlerini orada yazmıştı.

İNSAN OLGUNLAŞTIKÇA,MUTLU OLUR

Sokratesçi okullar..; “İnsan,olgunlaştıkça,”mutlu”olabileceğini öne sürmüştü.”

Eski antik (Grek-Helen -mö.323-1.yy./Türkler ,“Yunan” der.) felsefesinin en büyük filozofu Sokrates’in ölümünün ardından onun hatırasını,canlı tutabilmek için,çeşitli adlar altınada, eserler kaleme alınmış,adına okullar da kurulmuştu.

Buralarda, Sokrates'in düşünse,fikirler,söylev,hitabelerini aktarmasıyla, kurulmuştu.Bu okullar arasında "megara ", "kinikler ",vede "Kirene”Meketebi, "Elis -Eteria Mektebi" bunlardan,bir kaçı idi.

Bu,sözkonusu okullarda ders görenler,Sokrates’in,fikri ve ferdiyat-kişilik halleri- özelliklerinden,derin bir şekilde tesiri altınada kalmış,etkilenmişlerdi...

KİLİNİKLER'DE,FERDİN KENDİNİ YETİŞTİRMESI İLE MUTLU OLABİLECEĞI

MÖ 4. Yüzyılın başlarında,Sokrates’in ilk öğrencilerinden birisi olan,”Megaralı Eukleidies,Megara Mektep-Akademisi” ni kurmuştu.

Bu mektep,okul,felsefeden daha çok,çok,Aristoteles'un tenkitleri,”sinn-mantık” sahasında çalışmaları,buna,insan düşüncesine getirielen katkılar,anlatılmaya çalışılmıştı. Atina'lı,Antisthenes ve Sinop'lu,Diogenes'in öncülüğünü ettiği bir diğer “Sokrates”çi kuruluşlerden birisi ise, “Kinik “Mektepleridir.

Bu okullarad(bugün,”Kilinik-Hastahane”,diye tanımlanan, mekânlar) birey-fertlerin,erdem- ”olgunluk ile saadet-mut luluğa ulaşabilmesi” için kendi kendine yetinmek-yetiştir mekle,sunî ,kendinde olamayanlardan,sıyrılması gerektiği, savunur.Aristippos tarafından kurulan “Kirene Dershanesi” ise,”Kinik Mektebi” ile,rekabet içinde,birbirlerine,zıt kuruluş lardı.Okulu ile taban tabana zıt düşünceleri savunur. Sokrates’in sürekli sözünü ettiği “dürstlük-erdem” üstüne kurulu mutluluğun,”tat,haz,” almasında,bütün haz,şehvet, nefsî-tutku, yaşantısında olduğu,ileri sürülmekte,düşün ülmektedir. Kirene Dershanesi'nın ileri sürdüğü,bu iddia,tez, temel nazariye,"haz" mânâsına gelmekte olan,Grek-Yunan-'çe daki "Hedone-Hodeismus" sözcüğün deki,”tü”, "hazcılık, hoşlanma-nefsî tatlanma" (Hedonizm) diye tanımlanan,fikrî - düşünce..bu akımın,ilk misalı,örneği olarak,ileri sürülmekte idi.

Elis-Eretria Dershânesı-Mektebi-ise,Sokrates’in ölümünün hemen sonra,talebelerinden biri olan,Elisli Phaidon tarafin dan kurulmuştu.Sokrates’in fikrî yolu-izini takip eden,ders hâne-mektepler de,”Ahlâk” dersleri,ana konu,dersler den birisıydı.

Bu felsefe dershâne-mektep-ler-inde,aynı zamanda Sokra tes'in asıl,soylu yaşantı tarzı,ondan alınacak dersleri ve “insan hayatında,felsefenin yeri” anlatılmak,aktarmak için kurulan Mektep/Okullardan birleriydı,denile bilir.

Sokrates ve Eğitim Felsefesi;Sokrates,ölçülü insan mode lini ön plana çıkartan bir felsefi anlayışa sahipti.

Onda ki, ” insan,ahlâki bir varlıktır “ ve kendi içinde bir düzene sahiptir. İnsanın gelişmesi de bu düzene uygun olmalıdır.

Onun için insanın bu uyumlu yapısına en uygun eğitim metodu ise “diyalog” yani,”iştişâre” metodudur.

Diyalog metodu; ironi-k- ile başlamalı, “soru-cevapla “sürdürülmeli ve icad etme-(doğurma ca- buldurma)-keşfetme ile bitirilmelidir.

Yani,Sokrates'in savunduğu felsefi düşünüş biçimi, insan daki tabii yapıları ortaya çıkartmaya yönelikti. Bu durum, eğitim felsefesi için de aynen geçerli sayılmaktadır.
En temel olarak ise Sokrates'in,pedagojik-dinî-ahlâki eğimin içinde olduğu-me'sele- problemlere ahlâk felsefesi üzerin den çözüm aradığı söylenebilir.

Yani oda,kendinin kime ait olduğunu aramaktadır.

Doğru,akla yatani söylediği için de,zehirli şerbetle öldürül müştü.

Bu konuda,daha detaylı bir şekilde,Necip Fazılın'in “Tarih Boyunca,Büyük Mazlumlar” kitapında,yaşanmakta olan,bir roman,hikâye gibi aktarılmaktadır.Meraklısına tavsiye edebiliriz.

YeniyurtHaberYorum          

(Sosyolog Ömer Yıldırım'danda,alıntılar yapılmıştır.S.Mehmet Ali)/Bu derleme yazımızı,daha önceki Web sayfalarımızda da yayınlamıştık,yhy)
 

Yazar Hakkında
0 Yorum
Yorum Yapın