Göçün. 60.Yılı
Müslümanlar, İslam dininin gerçekte barış dini olduğunu hem ferdi
GÖÇÜN 60. YILINDA ALMANYA!DA DÖRDÜNCÜ NESİL VE İSLÂM
60 yıl önce Almanya’ya göç eden Türkler dördüncü nesil olarak artık Almanya'da ve Batı Avrupa'da kalıcı olarak yaşıyorlar.
Tarih boyunca İslam dinini ve Müslümanları küresel tehdit olarak gördüler. 11. yüzyılın ikinci yarısından itibaren başlayan haçlı seferleri ikinci Viyana kuşatmasına kadar 600 yıldan fazla devam etti.
11 Eylül 2001'de, New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırıların ardından eski ABD Başkanı George W. Bush Amerikan vatandaşlarına hitaben yaptığı konuşmada; “Yeni Haçlı seferleri başlamıştır, bu savaş zaman alacaktır. Amerikalılar sabırlı olmalıdır. Ordumuzun yapacak bir işi vardır ve bunu yerine getirecektir. Dünyayı bu ipten kazıktan kurtulmuşlardan temizleyeceğiz. Ya bizimlesiniz ya da onlarla.” diye açıklama yapmıştı.
ABD ve Batılı ülkeler dünya Literatürüne "İslami Terör" diye yeni bir kavram yerleştirdiler. 900 yıl önce haçlı seferleri başlatıldığında da Papa II. Urbanus “şeytan ruhlu, barbar, insan kanı ile beslenen Türklerden kutsal toprakları (Filistin) kurtarmak için” Doğu ve Batı kiliselerini Türklere karşı birleşmeye çağırmıştı.
Tarihin hakikatlerine sadakat gösteren Batılı tarihçiler İslam dininin adalet, barış ve yardımlaşma dini olduğunu biliyorlar. Ancak kendilerine yüklenen görev icabı hakikati gizliyorlar ve İslam’ı „terör dini“ gibi gösteriyorlar. Zira dünyayı korkutanlar öyle istiyorlar.
Kur’an’da geçen „kâfir“ kelimesi “kfr” kökünden gelir; „örttü, kararttı” demektir. Bu bağlamda “kefere, küfür, küffar, tekfir“ kelimeleri de aynı köktendir. Buna göre Batılı bilim insanlarını, hakikati örtenlerin başında gelen “kefereler” olarak tanımlamak yerinde olur….jpg)
Müslümanlar, İslam dininin gerçekte barış dini olduğunu hem ferdi, hem de kitlesel olarak geçen asırlarda dünyaya gösterdiler.
Batı Avrupa devletlerine işçi olarak göç eden Türkler yaşadıkları ülkelerin vatandaşlığını almış, o ülkelere yatırım yapmış, mahalli ve merkezi yönetimlere talip olmuş,son 60 yılın ortaya koyduğu tarihi süreçte ne ölçüde barışçı ve güvenilir olduklarını göstermişlerdir.
Federal Almanya’da yaşayan, artık dördüncü neslin temellerinin atıldığı Almanya’da Türklerin Almanya'ya ekonomik,kültürel, sosyal, siyasal, bilimsel, sanat, spor ve daha birçok alanda sağladıkları katkılar zaman geçtikçe çok daha iyi anlaşılacaktır.
İslam dininin Almanya’da ve Avrupa ülkelerinde tehdit olarak algılanması Avrupa ülkelerinde kalıcı olarak yaşayan Müslüman azınlıkların geleceğini tehdit etmektedir. Avrupa'da artarak devam eden ırkçı saldırılar Müslüman azınlıkların büyük bir terör tehdidi altında olduklarını göstermektedir. Özellikle Türklere karşı gerçekleştirilen ırkçı saldırılara rağmen Türkler, her hangi bir misilleme veya savunma amaçlı illegal eylemlere girişmemiştir. Başörtüsü taşıyan her Müslüman kadın, sakallı her Müslüman erkek terörist sınıfı içinde görüldüğü bir Avrupa ön yargısı giderek daha radikal hale gelmektedir. Haklı mücadelelerini modern hukuk kuralları içinde sürdürmüşlerdir. Bütün olumsuz gelişmelere rağmen Müslüman azınlıklar Avrupa’nın toplum hayatını olumsuz yönde etkileyen davranışlardan uzak durmaktadır.
Almanya’ya İşçi Göçü ve 60. yılında Türkler.jpg)
Türkiye’den Almanya’ya ilk işçi göçü 1956 yılında başladı. 1964 yılı istatistiklerinde Almanya'da genel nüfusun %7,5’ni oluşturan Türkler, 1972 yılında %21,4 oranla Almanya’daki yabancı ülke işçileri arasında birinci sırada yer alıyordu.
1988 yılında 1.523.678 ile Türkler,yine birinci sıraya oturmuş ve bu hızlı artış, yeni problemleri de beraberinde getirmiştir;
Yeterli büyüklükte ev bulamamak
- Uzun vadeli bir iş bulamamak/Yeterli dil bilmemek/Uyum sağlayamamak/Sıhhî sorunların ortaya çıkışı.
Birinci nesli (veliler) kapsayan yukarıdaki problemler, zamanla ikinci neslin karşısına daha farklı sorunları çıkartmıştır.
Birinci neslin uyum sağlamadaki problemleri, Alman kültürüne intibak edememe olarak kendini göstermiştir. Birinci nesil dini inanç, kültür, gelenek ve adetlerini muhafaza etmek için kararlılık gösterirken, ikinci nesilden itibaren bu durum daha farklı boyut kazanmıştır;
İkinci nesil zaman içinde dini inanç, kültür ve geleneklerine karşı yabancılaşma sürecine girmiş, iki yönlü uyumsuzluk içine düşmüştür.
Birinci nesil dini inanç, kültür, gelenek ve adetlerini muhafaza etmek için gösterdiği kararlılığı sürdürmüştür. Zira birinci nesil daha dar bir alana sıkışmış olarak yaşamını sürdürmüştür dolayısı ile çok fazla seçeneği olmamıştır. Onlar, din ve milli değerlerden beslenmeyi sürdürmekle yetinmişlerdir hatta buna zorlanmışlardır.
"Köylü Mehmet amca” olarak tanımlanan birinci neslin Almanya’da sürdürdüğü geleneksel yaşam tarzı beklenenin ötesinde olumlu sonuçlar vermiştir. Ancak ikinci nesilden itibaren Almanya’da kalıcı hale gelen Türkler birinci neslin gösterdiği kararlılığı gösterememiştir. Dilde, uyumda, eğitimde “yetersizlik” önyargısını kıran yeni nesiller şimdi de kendi kök değerlerinden uzaklaşmanın uyumsuzluğu ile karşı karşıya kalmıştır.
1961'den itibaren gayri resmi olarak Yurtlarda (Heim) başlayan dini cemaatleşme, sonraki yıllarda Türklerin yoğun talepleri ve girişimleri ile dini inançlarını yaşamak için kendilerine bazı imkânların verilmesi zorunlu olmuştur.
1964 yılında Essen Alman Devlet Demir Yollarında (DB; Deutsche Bundesbahn) çalı şan işçiler için 8 tane mescit açılmıştır. Hannover DB'da hizmet dışı kalmış iki tren vagonunu mescit haline getiren demiryolu çalışanları ilk mescidi açmıştır.
MÜNİH'TE MAN FIRMASINDA İLK MESCİTİ BEN YAPMIŞ ve AÇTIRMIŞTİM.(M.Ali)
Türklerin 1967 yılında Almanya’da başlattığı cami faaliyetleri resmi olarak Braunschweig’de açılan "Türk-İslam Derneği" ile kayıtlara geçmiştir. Altı yıl aradan sonra 1973 yılında Köln’de „İslam Kültür Merkezi“ ve camisi açılmıştır.
1970’li yılların başında baş gösteren yabancı karşıtı propagandalar, F. Almanya hükümetinin 1973 yılında aldığı işçi ailesi birleşimini ve işçi alımını durdurma kararı üzerine cemaatleşme daha da belirgin hale gelmiştir. F. Almanya hükümetinin yabancı işçi göçünü sonlandırma kararı karşısında Türkler “yalnızlaşma, sahipsiz kalma” korkusu ile dini ve sosyal örgütlenme, cami, dernek ve STK açma faaliyetlerini hızlanmıştır.
Türk işçilerin Almanya’daki STK faaliyetleri 1967’den itibaren üç aşamalı olarak başlamıştır:
1. Yurtlarda tek başına veya aile fertleri ile yürütülen faaliyetler.
2. Avlu içinde küçük cemaatlerin oluşumu.
3. Cami ve dernek kurma dönemi.
1973'ten itibaren Almanya’da dini cemaatler şekillenmeye başlamıştır;
1. İslam Kültür Merkezleri Birliği (Verband der Islamischen Kulturzentren e.V.) 1973 yılında Köln’de kurulmuştur.
2. Avrupa Milli Görüş Teşkilatları (AMGT) (Organisation Nationale Sicht Europa) 1976 yılında Köln’de kurulmuştur.
3. Avrupa Demokratik Ülkücü Dernekleri Federasyonu (ADÜTDF) (Föderation der türkisch-demokratischen Idealistenvereine). Bu kuruluş, daha önce var olan yedi aynı görüşlü derneğin 1978 yılında birleşmesi ile oluşmuştur.
4. T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı ilk defe 1979 yılında Almanya başta olmak üzere, Yurtdışına din görevlisi göndermeye başlamıştır. T.C. Devleti maalesef, Batı Avrupa Ülkelerine gönderdiği vatandaşlarının ihtiyacı olan din hizmetlerini on dokuz yıl sonra yerine getirmiştir. Geçen on dokuz yılda devletin yapamadığını "köylü Mehmet amcalar" yapmıştır…
5. Türk-İslam Dernekleri Birliği (TİKDB) (Union türkisch-islamischer Kulturvereine) 1987 yılında ADÜTDF“den ayrılarak kurulmuş başka bir STK kuruluşudur.
Almanya’daki din işlerinin daha iyi yürütülmesi için 1984 yılında Köln’de "Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği" kurulmuştur. 15.11.1971 tarih ve 7/3479 sayılı kararnamenin "B" fırkasında sözü edilen „diğer personel“ içine, yurtdışına gönderilecek din görevlilerinin dâhil edilmesi, 1985 yılında Bak. Kur. Tarafından kabul edilmiştir.
Bundan sonra „Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği“ DİTİB’in tüzüğünü benimseyen cami ve derneklere Diyanet Başkanlığı tarafından din görevlileri gönderilmiştir...
Abdulkadir İnaltekin/Yazar/Berlin/21 Şubart.2022
Yazar Hakkında
Prof.Dr.Kadır İnaltekin Diğer Makaleler
- 22 Şubat 2022 21:12 - Göçün. 60.Yılı
- 03 Mayıs 2021 06:10 - Sevk ve İskân
- 13 Nisan 2021 18:51 - Müslüman kimlikli militanlar
- 09 Nisan 2021 14:16 - Dünya Türk Yazarlar Derneği
- 17 Mart 2021 21:03 - Beyaz-Sıyah Türkler
- 16 Mart 2021 13:28 - Dünya'da terör
- 15 Ocak 2021 13:41 - TC.Cumhur Başkanına Arzuhal
- 31 Temmuz 2020 18:57 - İnsanın mutluluk arayışı
- 31 Temmuz 2020 18:29 - Ayasofya,tarihî yeniden